|
|
|
|
--- Ben Hüsrana Komşuyum ---
benim sermayem çift el (+) çift göz,
karamsardan varan harbi doğru söz,
acılarımsa köz
ah benim bu sisli yollarım, vay benim körpe ellerim, kara saçlı başım, dara düştü yarım.
bazen baktım, aslen yıkıldım ve daldım derinlere sığdan yıldım,
beni toplasan 30 şirin yıldım,
sabreden dervişin muradına vardım.
bitmez kaderin uzun yolu, gidilemez tek binekle
, içine sinmiş korkak çocuğu ileri doğru itekle,
burada beklemekle sanma kalıcısın ya pekte,
bak kaç milyar insanın yaşam bayrağı direkte!..
bu ses benim dinle! dinle!... dinle!....
uygunsuzca gidişlerin yolunu kesen haydut benim,
bildiklerimden eminim, yaptıklarıma kefilim, gidenlerime vedayım, gelenlerime mihîrim
denedim olmadı,
çabalarımın sonu nihayete varamadı
ben hüsrana komşuyum,
yolları gözler meczubum uykum kaçtı,
iflasın eşiğine battı,
bu suçsuz gözlerime hesabım ağırdır,
vardır şerrim de velâkin kalanım hayırdır.
bilmelisin yolunu bulman çok basit ve bedava
yapmamalısın bunu dava,
sana dostum diyenler var ya alayı hava
en sert tekerlekler bile bir gün mutlak kaçırır hava,
gel yanaş!... yaşın kaç ? hmmmm yolun azını gitmişsin
tecrübe demek kalpte kalan izdir yanılma.
çok bildimlik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın,
yok derdimlik yaparsan dert görünce saparsın.
elindeki ölümlü: para,ev,mülk, tâ ki vücut. rabb cömertliğinde asla koymamıştır hudut,
can yakmak pahasına mı icadoldu barut ?
ben gülüp selam ederken simâları nemrut.
ben bu uğurda çok yoruldum
olsa zor da içim rahat, ruhum buruk, yüzüm sanık,
görsen hor da durum ortamızda,her şey açık meydanda,
kaç kişi felci tattı iyi ve kötü arası cereyanında ?
--- Bir Kulaç Daha Atsam Karadayım ---
kalk ve beni dinle sana güç veririm
kafanla dalaştığında sana yardım edebilirim
beni bilirsin tam otuzluk üç tanımlı pis sakallı donuş bakışlı
iklim az ılıman çoğu yağışlı yaşar fani yazlı kışlı
onların şahidi görür gözlü benimkisi amaydı
unutmadıklarım hepsi güzel birer simaydı
sen kendinle çatışmadayken savaş verirken sago ordaydı
taşla kafan çarpıştığında yada kafan taşa yaslandığında anlarsın ki
kötü gider iyi gelir zaman sofranda ki en lezzetli mühim yemek
azaldıkça aç kalmanın korkusu ile kuruyacaksın bu sebeple yaşlanacaksın
çünkü sende baştan olmak üzere sonlanacaksın trilyonda olsan harcanacaksın
savaşı kes barışacaksın kendinle aynalarında bire bir anlaşacaksın
bir kulaç daha atsam karadayım ben hiç böyle bir denize dalmadım
üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım..ha gayret!
bir sene fırtına üzerimde dolunay kim yüzünü asmış dalgalar boyumu aşmış
nefesime gücü bahşet mevla bir kulaç daha atsam olur evelallah
bahsettiğim bu derinlik hiçbir denizde yok
benim yumruklarım içi boş korkma yakmaz canını
allah seni esen gibi dümdüz etmeden geri dön hemen
dünya kızına aşık olmak seni delirtir bu kız izdivaç için ne kötü bir cariyedir
ecel aramaz enseler yerine gelmez sarsılan güvenler
içine düştüğüm masalsı serüvenlerdir gamzelerime ab-ı hayattan can verenler
yüzmekten yorulduğum bu en derin denizdir boğulduğum
dörtlüklerim kulacı atar benim dip de vurgunum moralsizim solgunum
yinede kendimi teskin edebilecek bir seviye olgunum
pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar elleri bazen öldürür bazen sertçe yakalar bil ki sagopa cesaretini zulada saklar yanan ışıklarımı kaplayacak kadar karanlığım var
bir kulaç daha atsam karadayım ben hiç böyle bir denize dalmadım
üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım ha gayret
bir sene fırtına üzerimde dolunay kim yüzünü asmış dalgalar boyumu aşmış
nefesime gücü bahşet mevla bir kulaç daha atsam olur evelallah
--- Düşersem Yanarım ---
yine o kirli drum-setlerimin içindeyim ve hayatının en güzel parçasıyım, kırıklarının alçısıyım...
affim olsun hain darba, yediğim darbelerle sığındım rabb'a. 365 gün 52 berbat hafta ağıtlarımla rafta.
en büyük destekler çıkarsızlıktan ötürü lafta. ben aklımı dile düşürdüm, kapalı kapıdan kafamı çıkarıp kafayı üşüttüm, yüzüne okkalı cümleler üfürdüm. hey yabancı ben zaten yıllardır içime dönüktüm !...
parlayan bir alev gibi görünürdüm ama sönüktüm.hayat bir bot ve bot çevresi dolu büyük beyaz köpekbalığı.diptekiler iştahla düşünür tepede duran azığı. rüyalarımın öldüğü yerde uyudum ve yine bot battı, ilk rıhtım ben battım. ah tahtım.. vah bahtım...
dudaklarım kanayana kadar yapmak istediğim işte bu "rap". benim ol hep !... ölmek üzere olan dünyada bir ölümlü yaşar mahlası "kaf-kef" dualarım vesvası hannası eder def.
incecik ip üzerine koca ayaklar bindi, nefsim içine sindi
kirpiklerim titretmekte korkularından, düşersem yanarım.
o kadar içime sindim ki vinç getirsen kalkmaz başım. yo !. gömün burda canlı nâşım.
iç çekmekten, düşünmekten ağardı saçım. düşersem yanarım.
vicden bir güneş gibi, parladıkça ısınır için. geçen vakte bir zamanlar adını koyduk, niçin ?
çünkü gelen gider, makbulüdür kısası ziyaretin, "bana müsade, sana rast gelsin" budur hikayemiz.
taktir buyur kış bulutların kadar doluyum rabbim, bir ağlasam dolar taşar, seller alır bahçem bağım.
yükseldikçe nefesi kesilir, yalnız kalır dev dağım. aramadıkça düşman buldum, hasım solum sağım.
cehennemde soğuk bir gün, boğuk bir adam, donuk bir surat, bekle gelir bir gün beklediğin murad.
bazılarına gül dikenicesine batar rahat, nefret edercesine yaşar hayat, buyur mezara yat!...
soğukluk içime hükmedince güneşim buz adası,. şem ile pervâne misâli sagonun aşkı..
sessizliktir içimden geçirdiklerimin sedâsı, duymakta olduğun engin sözler derin denizlerimin dalgası
--- İki Tanık ---
yoo yoo Kits
iki tanik var biri dilimdir biride dürüst kalemim
ihanet etmez sözüm kağıda ve halim rabba teslim
ölümün sessizliğine essiz bir sedayla girdim
boğulmaktan korktuğum denizim tahminimden derinim
benim kalbim ısrarla cennet kuşatmasında hala
ruhum bedeni terke maruz sevap artı günahlarla
öncelerimi dışlar sonralarım aklım firarda
güller yare sevgi kanıtı beynim elimde papatya
içimden kaba bir ses beni azarlıyor yıpratmakta
yağmur betonla sevişirken Güneş aLtın saçmaqta
kollarım o nankörlerle çetin güreş tutmakta
Sago qidenLerin qöLqeLerini koLeksiyonuna Katmaqta
sevdirme gayret etme kendini sevilmeye terket
uzadıkça kısalan ömre huzur aşısı zerket
her adım için 10 çuvallı küfret Rabbım hayrı lutfet
zarar belli sonlarından iki gözünü ıraak et
keşfi bekleyen cümleler içindir bütün çabam
kelimelerden kalpler yaptım kimini deştim acımadan
dilini kestiklerim skut nöbetinde gık çıkarmadan
suratsızları kapıdan kovsam qirmek isTer baCadan
Söz ehlime itaat et benim sözüm cevher
kalemim olgunluk tahsilinde yalanına varettim
iki tanık var biri dilim biri kalemim
olanı biteni sindirdim yeter bana kendi derdim
bilirim bensiz dostum iblis dostu anmaz komşusu
batırdıkça batırır derindir resvas kuyusu
en tatlı yerinde uykumu basar karabasan kabusu
güzel cevapların vardır elbet hain sorusu
kanadı olsa hain kedinin soyu kururdu serçelerin
susuz çölde inci bulsa damlar gözlerin
rüzgar eesmez herzmanki gemiye layık
bir üfürse yol bulurdu bizim orta direk kayıp bu şarkı bayık
çin çin ipeği giysem dahi senin değerin eşşek kılı
gelecek hayranlarındansan aç bi kahve falı
hızlı koşan arap atının 4 yana savruldu nalı
umulmadık zamanda kesti birisi bindiği dalı
günahki en güzel kadındır sizler güzele kanan
tabiyatın şeytan olacaksa yılan doğursun anan
say geriye doğru onu ileriye giden yolcu zaman
başkasının ızdırabıyla huzur bulandır mutsuz insan
Söz ehlime itaat et benim sözüm cevher
kalemim olgunluk tahsilinde yalanına varettim
iki tanık var biri dilim biri kalemim
olanı biteni sindirdim yeter bana kendi derdim
--- Gölge Haramileri ---
akar sular dönmez geri tıpkı gençliğim gibi
bebekti ceninin ergeni, bir erdi büyümüş meyvesi.
sakal-bıyıkla geride kaldı yunusun hamlık evresi
sivilce-akne katledildi soldu yüzümün güneşi
ve çivisi düşmüş tablolarda bir resimdi kendisi
kükreyen şu gökyüzünde kuşun kilitli kafesi
tersi döndü güvenin ansızın belirdi dostun hilesi
fincan kahve içtim kursağımda kaldı telvesi.
kırıştır yalan kahpesi
baştan akıl alır ya cilvesi
yıkar geçer bir dostun düşmancasına hamlesi
iki boy aşmış ihanetin ki kat'i yok bahanesi
hayrından umutsuzum getirme bari şerrini
ve hepsi aynı yolda yolcu onca bedenin kellesi meydan önüne dizilecek ve alınacak ifadesi
dualar olmasaydı kim koyardı kalleş iblisi ?
kalbim ak da pak da desen yüzünden yansır pisliğin...
altın harflerle yaz mahlasımı. halvetim kasvet, kem gözlere şiş !... (kem gözlere şiş yoo yo yoo)
câdü ya herru !.. ya merru!... kaf kef, gölge harâmilerine bir selam çak !... (selam, selam, selam)
abile patladı, demlenir sîmam, nûşinrevandan handan ummam ben. (sago kaf-kef ow shit...)
ahu-yi felek mum, ben şamdan. düşmez kalkmaz bir allah'tır uyan !... (uyan, uyan, uyaaaaan.)
sago sus!...
husus derin çukurda içine sin pusu kuran huşû içinde gözlerinde kin belirgin.
vay senin şu kindar halin
hin planların var hin
cenin büyüdü savaşa girdi silahlarımı bana verin.
yardan sarkıttığın dostlarından kaçının ipini tuttun ?
onlar güldü, sen somurttun
kalbinde kaç gül kuruttun ?
hatırlarından yüzde kaçını unuttun ?
senin adını anmamak şartıdır dostluğumun...
rap'ten olma gökyüzünün güneşi sago bu benim yüzüm
gölgeme sığınır manâ özüm, hicran çölüne düştüm.
yüz pınar yaş akıtsın gözüm
kendi başıma öğrendim
kendim büyüdüm
dudaklarıma gömdüm.
sanma şâhım herkesi sen sadıkâne yâr olur
herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur.
sadıkâne belki ol âlemde serdâr olur
yâr olur ağyâr olur serdâr olur dîdâr olur...
--- Bir Çıkar Yolum Yok ---
etkisindeyim görmüş olduğum şaşkınlıkların. kurtulmalıyım !... dışında kalmalıyım alışkanlıklarımın.
bana benden haber veren rüyalarımın bir anlamına varmalıyım, bir yoldan çıkışa varmalıyım!...
yaşadıklarım ve anımsadıklarımdan ibaretim ben. umursadıklarım sâdık olanlar, dışladıklarım özüne bağlı kalmayanlar.
sözüne yalan katan terazi şaşkınları, farâzi mâlumatları.. şüpheciliğimin sebebi insanlar ya da insan olup insanlık dışı roller kapanlar.
rabbime hamd-û senâlar olsun, yazdırıyor ilham kalemi elhamdülillah, yolundayım ne eyleyim alemi ?
insanlar komik, onları anlaman için yeter mimik. tek sahipliğimiz bilmem kaç gram et ve içine sığınan kemik.
onu da toprak alır elde var ölüm, hüzünlü son bölüm !....
yaklaş bana yanmazsın !.. yansan da o senin içinde yangın.
şu an aklına düştüm, aklın yolu birdir dedim yürüdüm.
mevzum nedir anlarsın, arzum sana yalvarsın.
şu an kendimi gördüm, küçüldükçe küçüldüm. eyvah!...
şu an beni dinlediğini biliyorum, seni görür gibi oluyorum, analiz ediyor yazıyorum, açımı bulup çiziyorum, gözümü siliyor yanıyorum, düşünü biliyor üşüyorum, ama bir çözüme varıyorum, dinle !...
sınıf arkadaşlarım yazdıklarımı silsin. hayat bilgisi kitaba sığmaz başkalarına yedirin, fazla rahattan delirin, gazla!...
menzilimden gidin, gerçeklerimi bana verin, fıtratınızı gerdirin!..
heves ve hırs toz misali, mâneviyat dev saray. yaşananlara şahidimiz şems ve ay. özel hayatlar deşifre olmuş herşey açık vay vay. labaratuvar içinde hangimiz değil yedek kobay.bende kaçacak ayak yok bu taarruz meydanından, benden sakın !...
akın akın birlikler lirik sürer mikrofondan, uyuşmakta can damarım, patlayan dikişlerimi yamarım....
--- Sahibinin Sesi ---
elbet bir gün başı dönecek dünyanın dönmekten. ağzının suyuna batmışlar için henüz saat erken,
" ben bir ağacım yeşermekte dallarım ya " derken, yere düşen yapraklar ayrılmakta gövdemden.
dünya rehavette, gözleri dalıp gitmede, herkes kendince bir masumluk serüveninde.
ruhum vücud karavanında, ölüm düz gidince ileride, yaptıklarım peşimde, gerilerimde.
son pişmanlık sabaha varmaz bir karanlık, nefsinin dişleri kalmamış seni dişlemekten yazık.
belki sana göre ben delirmiş ve sorunluyum, ben senin varmak istediğin o yolun sonuyum.
sağım-solum-önüm-arkam zaman illetiyle sarılmış. yalnız adanın ortasında saçım sakala karışmış.
ufaklıklar arsızlaşmış. beden saksınızda edep çicekleriniz sararmış.
bıkmışım her gün aynı teranelerden ben. bir-iki yalancı ve sahtekâr. yoldan saptıran imtihanlar. kana kana kanıyorlar bak!...
sağım-solum-önüm-arkam gafil, hüzün kuyusuna gark olur aciz, içim acı sahibi meçhul herkes, bu sahibinin sesi merkez!...
el kâtipse kalp hakimdir. bak bu aklıma gelen kaçıncı dize. bak bu kaçıncı aykırılık rap fakirhanesinde. bir lokma hırka...
tavsiyeye uyanlar tavsiyeyle yaşarlar. gözlerim 10 senedir akan durmaz hıçkıran şelale, elimde aynı hararetle yanan rapten meşâle.
izin vermez deli yağız gözle görülen işgale, sözlerimden yüzümü gör bak eşgalime !...
sıkıntı sıktığın zaman patlayan sivilce. düşünmelisin sivilce, enine boyuna bütünce. beter eder düşünce.
diz kapakların kanar düşünce. iblis dalga geçer kananla serçe. ben baktıkça ağaçlara, kalbimin kuşları konmak ister dallara.
önceden inanırdım ne yazık fallara, onlarla yitirilen sahipsiz yıllara derken "elveda" bir dize daha karala..
--- Beyaban ---
kuşkularıma bir kuş kondu saçlarımda kış soludu
hınç kuruttu mutluluğunu tırs bu kez bu hırs sorunlu
hayat zulümlü kader oyunlu
kim yerlerden toplayacak sürgün kader yorgununu
her işte bir hayır ve her hayırda birde şer yatılıdır
terim işimin kanıtıdır
peynirimde gözü olan karga kanatların elimle kırılır
üzüntülerimi paketlesinler söyle fiyatı kaç mangır
kırık hayaller kaç satır bana küfreder gözlerin
dudakların yardım yalvarır
hırsların yıprantısı yüzlerinizden yansır.
benden firari bu sır ben yapmadan önce kendi gölünde salını batır.
günahları taşıyanın adı hamal değil melekdi
saflığında lekeydim
af buyur zaman bir hayli geçti
yunus şıkkı seçti üç yanlışım bir doğrumla çekti gitti
bütün hikayem burda bitti
beyabân bârânın yaşı gözümün özü bednam salmış hüzünümün yüzü gülsün
ah halim suskun dokunan bana mendil tutsun.
beyabân fırtınan beni kavurur göz yaşın kum olur dağılır
kumuna tozuna karışır biraz merhamet eyle etme.. eyleme..
yüreğim tel örgüsünü paramparça eden haydut
hain çelmesi ile pusuda bekler yüzüme bakar nemrut
sedâmla gecenin örtüsünü yıktın dilini tut
şüphelerim seslendikçe geçilemeyecekdir benim hudut
bak güneş parlaklığı ile yüce deniz dalgaları ile ulu
heybetimin rüzgarı ile söğütçesine titredi rabbin kulu.
göğe açılan iki elimin bil ki birdir yolu.
mikrofon icat oldu elim yazdı vurdum sağlı sollu
öldürme gözlerini görünce beni sîmamı belle
lisanın benimle koç kül yutmaz hile
bir beyitte çift sille bile bile gülümse
ağır başlı bir dille mürekkep yalar bu dede.
uykusuz gece ile aşka dal tam ortasında uyuya kal
bu acımasız hayal bir kabusun esiri kör ve topal
kendime verdim emri kim çekerse çeksin resti
başı dönük divânenin âvâre gezer hisleri
beyabân bârânın yaşı gözümün özü bednam salmış hüzünümün yüzü gülsün
ah halim suskun dokunan bana mendil tutsun.
beyabân fırtınan beni kavurur göz yaşın kum olur dağılır
kumuna tozuna karışır biraz merhamet eyle etme.. eyleme..
--- Sonumuz Yakın Mesafe ---
İçinden geleni kağıda dök boşalsın ilham yağmuru Gezinsin ruhum derin sularında yunus mağduru ümit varem düzelir belki belimin kamburu duru göz yaşlarımın parıldar tenimde ruhum. Çeşmi Siyahım nedir bu derdin kirpiklerine saklanırsın görünmek istedikçe saklanırsın yaklaştıkça harlanırsın harlandıkça sızlanırsın yıkılmadan sallanırsın .Sen dünyaya aydan yakınsın ben dünyanın sırdaşıyım sen dünyalık rüyaların uykusundasın ben dünyalık kabusların bunalımlarındayım sonumuz yakın mesafe.Bak gönlümün etten sarayı kandan harabe mutluluğumuu tehdit eder duyduğum her hurafe insan üzgün taife yarın bayram dünüm arife kaldıramayacağım yükleri almadım hafife bana asla dostluktan bahsetme kendi inandığın yalanlarla aks etme iblis her gözün göremediği hain kelle o kelleler kopmadan doğar olacaktır hile.
Yalvarışım bahtıma güvenimden herşey kendiliğinden içimdeki minik çocuk titrerken belki gün gelir aldanırım
sabır çile çektikçe dile bile bile attığın her adımım gelecek dile
bugünden mi yarınını satın aldın korkarım sonumuz yakın mesafe
Sana neden bahsetmemi istersin hanım kızların iz bırakmadan yürüdükleri karlı yollardanmı cemiyet aleminin ayaklarını kapan kapanlardanmı orta okul çocuklarının ellerindeki renkli haplardanmı Bunuda çok şükür Deme yıllar sonra olanlardan ötürü yüzüne tükürürse ufak çevir bebe geçmişin kahrı yakar bağırı demedi deme insan oğlu herşeyi deviremez bir bilekle .Bu şehrin ışıkları gün geçtikçe loşlaşmakta erkekler hemcinslerinden hoşlanmakta yasaklar izdivaçta örfe ters düşenler rövaçta tavşanların aklı havuçta ne kaldı avuçta .Taa derinlere kadar kadar yolu var ateşten terlik giydirirler beynin fokurdar zebaniler homurdar et ile kemiğin sonu alevden mundar
Sago kafkef sonumuz yakın mesafe Baylar Bayanlar merdivenden kayanlar
--- Gördüklerime İnanmam Gerek ---
dan dan dan dan dan dan dan dan dan...
ne güzel bir hava, ne güzel bir mekan...
sago kaf kef, kaf kef
merhaba bendeniz sagopa kajmer
dan dan dan
pesimist kötü adam
dan dan dan
evet ta kendisi, işte o benim...
boş oda bom boş, bom boş, bom boş...
harika her şey yerli yerinde, her şey burada
her şey...
mikrofonum burada, ses 1-2
boş bir kağıt, bom boş...
ve mixerim, ve sözlerim...
anlatmak lazım
anlatmam lazım
anlatmalıyım ben her zaman
anlatmam lazım
anlatmalıyım her zaman
evet anlatmam lazım
anlatmam lazım her zaman sönük cevapları
bu benim hayatım!
a-ha
sago go go
a-le-lo-lo-lo-lo
hüner süsüm bilgim madenim aklım canım gözbebeğimden gerek öğrenmen
bak bana doyasıca hayat eli sopalı bir öğretmen
siyah saç ak defterle geldin
ak saç siyah defterle gidiyorsun
sen uyurken gülistan'da ben diken üstüne yatmış acıyorum (of!)
derdim kader olsaydı kuvvetim benimle baş edemezdi kasvetim
kendini iyi bilen kötülere ne yarar ki benim iyiliğim kuru değilim
uzak değil ki malum sırrım feryadımın menzilinden ne olur iyi bir haber gönder en tezinden
kulaklarım dilimin müşterisi ezelden
dediler yunus'a bal dudaktan acı kelamlar etme demesi hayli kolay yaşamayanın bu dertle
yunus çıkan fırtınada bir kırılan çiçek
gördüklerime inanmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın
heder olan yürekleriniz gem almamakta
hebadır onca sevgi cümlesine kanmışlığın leşleri
bir bir geçmişe mazi söyle çok mu önemli ikili yaşanmış mazi?
azimle unutup sadakatle geleceğe yemin ol başta zor gelir adım atılmış her yol (her yol)
ilişkiler yine tenha münzebi raplerime bir hamlede verdim fetva
yağmuru kara çeviren hava kolaysa çık hava burası çorak ova
mahlasımın anlamı kaf dağının kafı ve ölü kefeninin kefi
en güzel kuşlar benim ellerimden yedi en güzel yemi
baby, baby...
yürüdüm koşa koşa boşa sallar küreğini deryada küçük balık,
büyük balıkların hepsi salık (yeah), güçsüze yazık, doğru dersin breh...
gördüklerime inanmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın...
sevdiklerime kavuşmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın...
ne güzel bir hava, ne güzel bir mekan...
sago kaf kef, kaf kef...
--- Vesselam ---
şu baş belası dilimi kesin zilmi çalsın serzeniş içime dolsun üzüntü
süreklilik ne zor bir iş perişanlık pişmanlık çekilmesi en güç dertmiş
sabır tüm sıkıntıların anahtarıdır doğrudur düş kırıklıklarım sonucu ruhum yorgundur
ağaçlarımdan pişmanlık meyveleri sarkıyor haydi topla
gözlerimden uyku çalındı ara ve bul patakla
gönlümün dipte kalan kısmında arşivlenmiş onca yara
yılan ve akreplerle dolu içinde bulunduğum yuva
birileri haddini bildirmeli ölüm okuna kafa tutan kalkanlara
yaptıklarımdan sebep yapacaklarına hazırlıklı
sago yüzüm saldır köpek yüzün kedice pazarlıklı
lan bir sen mi kaldın akıllı bu tarla mayınlı
ummadığın yer tuzaklı vesselam
dil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür
tırnaklarını aşındıran çözemediğin bu kör düğümdür
üzgünümdür hayli vesselam
vuslatım gelmez mihman
beklerim gurbetteyim ne deyim
sen gözümde dikensin bana hoş bir gül gerek
düşüncelerin yüzüne vurmalı buna adam gerek
lakayıtın hedefi uğruna sadece yanan bir yığın emek
içinde şeytan himayede o sen değilsin o an demek
kum saati döner akan zaman saçlarımı söker
nursuz bir yüz meyvesiz bir ağaca benzer güver
taş yerinde ağır -ağır ağır gazla diyarımdan
ey iştahı maymun nefis çekil gıyabımdan
el emeği mahsulünden geçin yunus
dalaletin delaleti olmak neyime desturum
sorularınızın cevaplarını bakışlarımdan bulun
silahlarımın acılarını kurşunlarımdan sorun
elbiselerin kibir kokulu kalbin içi fesat dolu
fikir zikir aynı anda bitir okulu fark edilmez sandığın komik iblis oyunu
ezelden beridir ona elini veren kaptırmıştır kolunu
dil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür
tırnaklarını aşındıran çözemediğin bu kör düğümdür
üzgünümdür hayli vesselam
vuslatım gelmez mihman
beklerim gurbetteyim ne deyim
--- Tek Başınalığın Yolcusu ---
(Yo Sago Kaf-Kef Kasvaaa)
Bal saçan dudak ısır
Malum çirkeflik kısır
İblis kanıma girmeni üstelerse bilki hile vardır .
Bir aftır ayıba örtü
Çirkef koparır gürültü
Binlerce süprüntü ben şahidim ses var yok görüntü.
Sadece bana mahsus bu mapushane
Bengü tütün yanında insan sarılı beyaz kefene .
Hakkım üçtür kulağıma söyle, insan kaç tür ?
Gördüğün halüsilasyonlar seni derinden ürkütür
Günah yalan haram adamın suratına tükürtür
Yanar dağlarının volkanlarını nefsim püskürtür.
Dudaklarım çarpıştıkça meftun yunus gazaplarda
Tahammülüm ayaklar altında izler minik bir karınca.
Rüzgar şiddeti bilmez duvarın ardına saklananlar .
Gam Bağından ayaklarımı kurtar canım feci yanar.
Güneş ışıldadıkça duvarlardan gölgem parlar
Sözlerimin perişan saçlarını kalemim tarar.
Kader Beter zengini duygu hazinem iflas
Diline hakim ol bak sol elimde alyans.
Bir kan pıhtısından oldum yoktur bundan gayrım
bana sorduğunuz saçma soru için hem evet hem hayırım .
Dilsiz şairin dili çözülse kulak duymaz sağırım
Güneşin küstüğü çöllere ben yağmurcasına yağarım .
Hey yabancı yolun yarısı 35 der Sıtkı Tarancı !
Korkarım 5 sene sonra saracak içimi derin sancı.
Sadece bana bak !
Bana yalan söyleceksen önce gözlerimle anlaş !
Ancak bu komplo beni yıkabilir, dayandığım destekler devrilir.
Çirkef ''Kaf-kef'' deme ne olur..
Tek başınalığın yolcusu tek Olur.
Beni Boğmak için bin dereden su getirdiniz..
Hepsini içtim !
Felekle pençeleştim
Anam-babamla helalleştim.
Ve Hiç bilmediğim savaşta içine düşüp cenk ettim.
Harp ettim darbe aldım
Hücum ettim affettim.
Bu dağa ilk ben tırmandım
Zirvede ciğerimi patlattım.
Üzerime çığlar yağdı, bak ben hala hayattayım
Hiç bir tehdit tenime rüzgar kadar zarar veremedi
Özgürlüğüme çılgınca koşarken görmüş komşum beni
Aklındaki dev ekranda neler gördüğünü anlat bana
Hediyen anahtarı sende olan şu kapalı kutuda.
Akıldır kutunun adı ..
Tadından yenmez cümlelerimin balı.
Seferdeyim üzerimde bulutlar, altımda uçan halı.
Bırak umudun yeniden doğsun
Her yeni gün seni neden boğsun.
Daha önceden yapmadığın hataları yapabilmektenmi korkuyorsun yoksa. ?
Haram ol.
Bu sağnak yağmurun ardından güneşin doğsun
Konuştuğum duvarların dili olsa susmaz asla
Kendini öldürdün ruhunu unuttun son intiharında
Bu gece uykumda göreceğim farklı rüyalar var
Yarın sabahki kalkışımda vereceğim yepyeni bir karar
Kendime hatırlatıp sonra unutturduğum hatıralar
Atacakları bol çamur batacağım çok batak var
Hoşuma gitmedi hayata kattıkları bu sert aroma
Düzelebilmek için başvurduğum her tedavinin sonu koma !
Sadece bana bak !
Bana yalan söyleceksen önce gözlerimle anlaş !
Ancak bu komplo beni yıkabilir, dayandığım destekler devrilir.
Çirkef ''Kaf-kef'' deme ne olur..
Tek başınalığın yolcusu tek olur....
--- Yakın ve Uzak ---
Ben yakın sen uzak Ya sen yakınlarımda ben Irak .. Masiva bırak track bileklerimden.. Rayhanım iske bezemek eLzem Ben sözümden dönmem..
Aynalarımı çatlattım ben darmadığın tuzla buz oldu içim LAkin ucuz atlattım ben Ya sen terazilerce aLtın yüklenmiş gibisin Sen ah sen bir biLsen
keşke bilselerdi Herkesin tek hakkı var . Ömrü aLtın sepeti sanma Sepete konulan
En sonunda ruhsuz bir cesed olur sonunda Beklediğin bi medet olur dünya ölüm üzerinde bir iki anlık misafirdir ömür..Bu neşenin sonudur elbet derin bi baş ağrısı..Kahkahalar bugün senin peki ya bundan sonrası Gün geçer ve dost göçer.. Azdır yandaş sayısı..1 Ocak kışında gözün uzaktan izLer Mayısı..
Ben yakın sen uzak ya sen yakınlarımda Ben ıraK..
Ansızın sızım yakardı en derinden..Sana her kavuşmam elzem..Ben bu yangını söndürmem..Herkesin tek hakkı var hem halime sorsalar anlar beni yangın paklar..
Kor alır canım ağlar Yetmez binBir (Ah)
Burası misal ülkesi masal misali bizler hayal kafilesi..her daLım çiçeklerim annesi..
Ver bana beni geri kendimden kaldım beri.
içim hasret yeri Küheylan kaLdı bi kemik bir Deri..
Bir nefisle yıllar aldı kavgam..Kulak deldi argom..Yeni bir umut kapına vardı SAGO'm..Nasihatimin yanında hafif kalır domdom..Neden hergece kafan zom ateş barut misali sonun Bomm!..
Ben yakın sen uzak ya sen yakınlarımda Ben ıraK.
..Ne yol katetmeliymişim meğer düşümden Yakınlarımda olmak istemedin içten..Feryatıma gizLenDim..Herkesin tek hakkı var hem haLime sorsaLar anlar beni yangın paklar..Kor alır canım ağlar Yetmez binBir (Ah)
Ben yakın sen uzak Ya sen yakınlarımda ben ırak..Ansızın sızım yakardı en derinden..Sana her kavuşmam elzem..Ben bu yangını söndürmem..Herkesin tek hakkı var hem halime sorsalar anlar beni yangın paklar..
Kor alır canım ağlar Yetmez binBir (Ah)
--- Düşenin Dostu Olmaz ---
ilham al bu sözlerin sahibi bir hamal
varlığı hayal kahramanı olmak istediğim bir masal var
düşündükçe sulara batar benim sal kader beni sal
marifetle erir gönlüm
gördüm benim gören gözüm parçalar ya gönlüm
avuçlarımla göge doğru tuttuğum dualarım
ve ömrüm yetmez dilemeye özrüm
bak bataklıklar üzeri ne kadar da parlak
bak ve gör burdan her tarafta güzel yüzlü tuzak
gökyüzü ne kadar yakın arş-ı azam ne kadar uzak
kendine yaptıkların ve kattıkların ne kadar vasat
evet bu bir aşk şarkısı . evet bu bir kalp ağrısı
evet bu nağmelerde bir yanan var en derinden
ah bir bilsen içimdeki alevi bi görsen
yalnız ağacın çocuklarını taşladınız öldüler
sapanla avlanan kuşlar can çekişerek öldüler
gözden ayrı düşeni kulaklar cümleden düşürdüler
düşenin dostu olmadı hiç
düşenin dostu olmaz bunu böylece bilddim
inanmasam olmaz (baby)
düşenin dostu olmaz bunu böylece bildim
inanmasam olmaz.
ölüm allah’ın emri ankebutta belli
eline tutuşturdu sago en güzel delili
delillerim ve deliliğim beni bu yaşıma getirdi
sen köşene çekil düşün seni neler bitirdi
başka tertemiz bir sudur yaratılış
gün geçtikçe karma karışır
durgun sular ani bulanır
ilk başlarda suya bakarsan ayı ve güneşi saf görürsün
sora güneş gider ay kalır üzülürsün
düşmanın buzunda donmaktansa
dostum güneşi yaksın içime
alınan her nefes soluk yeniden yaşama dönmek gibi
kefene sarılı tütüme benzerim
uçar dumanım aniden uçar bu ruh bedenden
ruh bedenden uçar geride kalar na’çar
çarkıfelek yaman döner
ben solar sen açar
onlar kalır sen göçer menzilimiz farklılaşır
çok geç olmadan açıl gözüm açıl.
düşenin dostu olmaz bunu böylece bilddim
inanmasam olmaz (baby)
düşenin dostu olmaz bunu böylece bildim
inanmasam olmaz.
--- Dessas ---
yunus dur benim adım sagopa dır mahlasım dinle
eğer düşman yoksa bil ki savaş olmaz
şevketle eldiler şu zevkler kolay solmaz
kolaya yaltaklık edenler dost sayılamaz
korku ve dehşete kapılanın kalbi yavaş atmaz
gürültü ile beslenen kulakta sukut durmaz
kara sinekler mikrop demek arılar boka konmaz
el yumruğunu yemeğen yumruğunu balyoz sanar arlanmaz
zahmet çeken asla bir kişi olmaz
ekmek elden su göldense tasaya yer kalamaz
yabancı görmedikçe köpek delice havlamaz
yaşama dahil oldukça sistemlerin aynı kalmaz
derste kopya çekilerek alınan notla bir bok olmaz
önüne hedef koymadıkça amaca tez varılmaz
hurafelerle yola çıkanlar köprü sonuna ulaşamaz
akacak olan kan ilelebet damarda durmaz
sapına kadar erkete olsan kadına el kalmaz
x2
gerçek bana bir adım daha yaklaş
gaflet bana bir adım daha geri at (aman uzak dur benden )
dessas ne bu caka bu fiyakalı hal
yolcu yolunda gerek hadi yollan
kilidi kırmadıkça sırrın kapısı açılmaz
rabbin emri verse inan taş üstünde taş kalmaz
komutan komut vermedikçe esas duruş bozulmaz
sago bir kez siler adın tadıma karışamaz (nokta)
bir kağıtta yatılı söz ağızdan uçar durmaz
dilim tutulmadıkça mikrofonum sır tutmaz
ilim kendini bilmektir bilmeyenden halt olmaz
yalan söylediysen yanına kar kalmaz
yalanın ömrü tez biter mumlar yatsı sonuna ışıyamaz
zahmet etme boştan dolu çıkmaz
gün gelir bir tatlı sözle yılan delikten çıkmaz
beşikten mezara dek bu gemide aynı tayfa kalmaz
velcelalin kalemi yazar levh-i mahfuz okunamaz
zaman hırsızı çok çalar koluna zincir vurulamaz
aklın dünya limanına demir atmışsa gemin girdaptan kurtulmaz
iki gözüm aksada bakışı durmaz
x2
gerçek bana bir adım daha yaklaş
gaflet bana bir adım daha geri at (ama uzak dur benden)
dessas ne bu caka bu fiyakalı hal
yolcu yolunda gerek hadi yollan
--- Kötü İnsanları Tanıma Senesi ---
yunus temmuz başı yol sonunda elde çiçekle bekler
sensiz geçen her gün için kapıma çelenk gönder
kahır bu adamı yere devirdi kulaklarım sağır
hoş sesinle bana bağır hafiflesin yüküm ağır
gözüm ağladıkça gamzelerim gülmemekte
ruhum yıpranmadıkça kalemim hareket etmemekte
nefesle inşa ettiğim sözüm kulaklarına borçtur
şeytan güvendiklerimi gömdü lan ne iştir
ne olur üzme kendini güneş habercisi geceler
zorlasam da çıkmamakta ağızdan o kolay heceler
hiç bilmediğim bir yerde en çok bildiklerimleyim
onları silmek isteyenlere karşı muhaberelerdeyim
benim kitap arkadaşım muhabbeti yarım kalır
zaman sanığım olsa şimdi idam ederim adı kalır
senden korkum olmasa kurşun kafama ellerim hediye alır
anlaman zor ya neyse ahım gider vahım kalır
kötü insanları tanıma senesi can çekişmekte adımın beş hanesi
yaşamdan soğumamın çoktur bahanesi
günden güne yırtılmakta kalbimin on iki perdesi
korkutur cesaretimi iradesizlik sillesi
bak dayandım olmadı çek silahımı vur elim belime varmıyor affet
bugünüme kusrum var dostum canıma mı kastın var
kim hekimse hakimim olsun tek duvara tek kafa depremim olsun
sus yaralama şansın var sago kaç firara hakkın var
benim gerçekleğimin ölümsüzlüğü yaşatmakta hüznümü
kendimi kendime hediye ederek kutladım son doğum günümü
inanmasan da geçer sayılı zaman nöbet vaktin dolacak aslan
sabrın tadı ki acıda olsa da tatlıdır ya meyvan
bakacağın tek yönünüm doğru rotayı izler gözüm
rüzgara emanet sözüm hasretlerle yandım gönlüm
yalnızlığım kalbime zulüm korkutmakta her an ölüm
ben bir pembe diziyim her günüm bir bölüm
dişlerimden gardiyanlar hislerimden çağlayanlar
kirlerimden bataklıklar kemiklerimden korkuluklar
parmaklarımdan sivri bıçaklar yaratıp savundum kalemi
sırra açmak cinayetti bir kilo altın sükunetti
toprakla aramda ki mesafe kadar hayat uzun değil
adiler yoluma tuzak kursun geri teper her efsun
yunusun gözleri kara bulutlarla dolsun
yok elinde sabırdan öte bir kozu yunusun
bak dayandım olmadı çek silahımı vur elim belime varmıyor affet
bugünüme kusrum var dostum canıma mı kastın var
kim hekimse hakimim olsun tek duvara tek kafa depremim olsun
sus yaralama şansın var sago kaç firara hakkın var
|
|
|
|
|
|
|